eşim geldi oda aynı fikirde ,genelde aynı fikirdeyizdir ama genel olmayan diğer kısımda ise tamamen zıtıızdır:)sabah kalktık hava süper hazırlandık çıktık ,hedefimiz küçük ayasofya camii,ilk durak topkapı metro durağı ,biz toparlan çık öğle olmuştu ee ihtiyaç molasıda oldu gül hanım arabasında sıkılmış acık kadınlar mahfilinde yuvarlandı , teyzelerden ninelerden dua aldı,
ve beyazıta geçtik..
bazı almak stediğim şeyler vardı ama bulamadık gezdk, sahaflara uğradık kitap ,yazı,kamışlar,mürekkepler ,maktalar ,tezhipler,minyatürler :))))tam benim ortam yani...zar zor çıktım dışarı ,dört kişlik aile olduk ben kızı alıyorum eşim oğlumuzu gruplaşma yapıyoruz gezmede .:)
biblosu bile zarif semazenlerin ilahi aşk ile dönen semazenler.
benim ,ablamınive kardeşimin elindeki kitapları bitirdikten sonra alınacak üç kitap diyorum:)
sanıyorum seyahat için çook küçük ebatta yapılmış küçük ev aletleri vardı bu dükkanda oyuncak gibi çok şirin:)insanın bavul hazırlayası geliyo haha:)
ordan yine geze geze gümüşçüler, antikacılar ,insan seline bıraktık kendimizi ve derken sultanahmet meydanına geldik eski hamam yerinde Başkortostan'ın Sabantuyu Bayramı kutlamaları vardı. yöresel kıyafetler iki milletin halk oyunları,başkonsolos ve kültür bakanı vardı çok kalmadan ayrıldık biz.
veznecilerden saraya ,ordan eminönüne benim mekanımdır buralar çalıştığım zamanki güzelgahım malumunuz eski eser onarımcısıyım .:)
heryerde yavru kedi anne kedi buluruz biz...Oğlum sağ olsun kendimi kedi anası ilan edicem ..
tıngır mıngır yürüyerek kimi oğlum kuş kovaladı ,ağaçlara tırmandı ,çayevinin bahçesindeki renkli lambaları yanına almak istedi ,babasının omzuna çıktı, öylece sultanahmedden cankurtaran yönünde aşağı indik sağ doğru başınızı çevirince atyolunun dışarda kalan bir bölümünü görürsünüz önünde otopark var aklıma 10 sene öncesi geldi okul stajı için cankurtarandaki eski fransız hapisanesine giderken yine böyle baktığımda daha bi yıkıktı burası tamir görmüş şimdilerde ,küçük ayasofyada onarım gördü çevresi de güzelleşti canlandı ahşap yapılar restore ediliyor.
.Bir turistik büronun penceresindeki bu afişte bana geçmişi hatırlattı böyle yap bozum vardı ilkokul zamanlarında o zamanda da bana muhteşem gelirdi eski medeniyetler, tarihi eserler, bide bunun her ilin meşhur olan ürünü olanndan vardı ,onunlada çok şey öğrendim ,gene bulmak lazım oğlum pek sever yapbozu:)
2.durak küçük ayasofya oğlum babası le abdeste ben gül ile camiye ,stajda namazımızı burda kılıyorduk tiren geçerken bayada sallanıyordu cami ama şimd hiç hissedilmiyor restorasyonunda da gelmiştm kubbesi tamamen kaldırılıp tekrar onarıldı ciddi bir yıkılma sürecine girmişt tekrar namaz kılmak çok güzel küçük ayasofyada .Bu arada küçük ayasofya sultanahmette ceddim darılmasın ama sarayıda içine katarak en sevdiğim yerdir ,herhalde karakterimden olacak kalabalıklar çinde hhiiiiiç rahatsız olmamsamda ve hatta çokta iyi uyum sağlasamda ben denz sakin yalnız ,ikili yahut küçük grupları daha çok severim sarayında bulunduğu bu tepenin heryerini çok sevsemde küçükayasofya ,sultanahmedin o kalabalık ziyaretçi akınına hiçte uzak bir mekan değilken dahi çok sakindir
bana zamandan sıyrılmış kendi yaşantımı dondurup bir an öylece kalıp sanki başka bir aleme gelmişim hissi verir ,buna yakın hisleri tezhib yaparken ve birde evimden çok uzağa seyahate giderken hissederim kalp atışını gösteren ve sonlandığı zaman ,o meşhur cihazdan gelen dııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııt sesi vardır ya iş te tam o evrede'' geçmiş ,gelecek ve o an ''benimledir.nekadar tabir edebildim bilemiyorum ama o durdurulmuş an mutlak huzurun kapısını ya açar ya açamaz düşüncesindeyim ,
üç zaman dilimi için doğru yaşamışlık huzuru ,yaşamamışlık ise hüsranı getirecektik,
Nişanlandığımız zaman ben cumartesi günü benim tezhib, eşiminde işi ile ilgli kursu olduğundan yine sultanahmedde olurduk gezmeye fırsatımız çok olmazdı ama brbirmizi sevdiğimiz mekanlara götürürdük burasıda benim eşmi getirdiğim yerdi ona şöyle demişim bi gün canım çok sıkılırsa ,üzgün olursam beni buraya getir.Geçmiş gelecek ve o an noktasında ben muhakkak rahatlarım.:)
herhangi bir sıkıntım yok şükür bu sefer nostalji yapmaya geldik.Bu arada Küçükayasofya dönem şartları ayasofya yapılmadan önce böyle büyük bir yapı yapılmadan önce nasıl olacagı görülsün diye yapılıyor ve küçüğünü gören kralın izni ile büyüğüne başlanıyor mimari bir gelenek bu aynı zamanda ..
Avluya bakan kubbelerden her birinde el sanatlerı tezhip ,hat,minyatür icra ediliyor ney dersleri bile var bir de çay ocağı var kışında tentelerle örtülüyor kış ,yaz ziyarete uygun ,bahçedede ördekler geziniyor hanımelleri güller artık daha tarife gerek yok :)
müzeheb bir meslektaşımla tanıştım çok tatlı bir insandı işin edebine müthş ölçüde sahip ,cok zarif bir bayandı kendisine burdanda rabbim hayılısı ile emeklerinin karşılığını ziyadesi ile versin diyorum amin.
Küçüğü bile şahsımanevis ile böyle etkileyici iken büyüğünde neler inkişaf olunur kimbilir.
Nişanlı iken burda elma çayı içiyorduk ben bu aralar kahve tiryakiliğine geçmeye başladığımdan kahve içtik fincanlarda bir manalıki şimdi düşünüyorumda bu kısmı sanırım eşim ayarladı burda çini desenli fincenlar verilirdi ,fincanlarıda seçti sanırım:)) veee ikindi ezanıı olmuş bile.
haha masamız bile mekanın antikalığına uyum sağlamış.
İsmi küçük manevi şahsı ulu küçükayasofyamıza selam verip tekrar kalktık gelirkende dönerkende sahile inen yolda çok trafik vardı sultanahmedin bazı yerleride tırafiğe kapanmış herhalde bundan olacak .
Oğluşumda bizimle beraber gayet akıllı uslu gezdi tekrar meydana çıkarken artık ne zaman okyanusu görücem diye başladı konuşmaya,bizde şimdi oraya gidiyoruz çocuğum dedik insan seline önce bi takıldık ama büyük ayasofyanın önünden ara sokağa girdik valilik yanından kitapevine uğradık büyüteç aldım oğlum pepe kitabı gördü aldı eşim benle oğlum arasında koştururken 2. babaların babası ödülünü almak için olucak büyük çaba gösteryordu:)
sirkeciye inerken alışıla gelmiş tabir ''kara göründüüüüüüü'' biz biraz alışıla gelmişin dışında olacağızki oğlum ''okyanus göründüüü'' dedi ,bişeyler yiyip iskelelere indik vapura binelim diye tutturmadı sağ ılsun balıkçıların sağında solunda merakla koşturdu denizi seyretti bir ara biriinin oltasına takıldı,ayakkabısı korkuluklardan aşağı düştü (o nasıl oldu ise) :))bir turist genç atladı kenardan biz şaşırma faslını henüz noktalayamamıştıkki ayakabımıza yeniden kavuştuk :)
çok geçmeden gülümüz abisinin zevkini baltalıyaraktan 3. molası için isyan bayrağını çekti tranvaya koştur gittik ve yine topkapıda 3. uzun molamızı verdik akşam ezanı ile ...
evimizin yolunu tutarken gülümüz 3. uykusuna daldı üstanbul siyahlarını giydi ve ben objektifden bakarken bugün panorama istanbuluda hallederiz diye düşündüğümü ama tamamen unuttuğumu farkettim ve yine hemen zeytinburnu hedefli geziimizde senide görürüz panorama diyorum:)))
sevgiler
sahranın gece günlüğü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder